Tırtır deleme
Hepimiz topaç oynamışız. Benim evde şu an bile (45 yaşındayım yani eşşek kadar herifim) halen topaç bulunduruyorum ve bazen oynarım da.
Topaç oynamak bir sanattır. Sadece topacı yere atıp dönmesini beklemek değil olay, tam yalpalayacağı zaman sicimle ucundan dokundurup bir daha onu süratlendirmek. Hani kaşkolumuzun ucu boynumuzdan sarktığı zaman şöyle yana savurarak tekrar boynumuza atarız ya o şekilde sicimi topacın çivisine sarıp yukarı doğru hızla çektiğimizde topaç yerden havaya doğru fırlar ve elimizin ayasına kondururuz. Gerdiğimiz el ayamızda bir süre döndükten sonra (hoş bir duygusu olur dönme esnasında, elimizi gıdıklar) ve orada yalpalamaya başladığı zaman sicimimizin ucuyla topaca çelme atarız ve sicimin ucundan aşağı iner. Sicimin dönüş noktasına geldiğini hissetmek bir sanat olayıdır. O anı hissetmek için bir yüz saat sürekli topaç çevirmek gerek. O dönüş noktasına geldiğinde yukarı doğru sicimi çektiğimizde topaç bu defa yukarı doğru sicimi okşayarak çıkar ve bunu en çok ve sürekli yapan mahallenin Topaç çevirme ustasıdır. Ben ancak 15, taş çatlasın 20 defa çevirebiliyordum. Mahalleden öyle arkadaşlarım vardı ki onlar topaç cevirmeye başladıklarında biz eve yemek yemeye giderdik, gelirdik ve onlar halen devam ediyor olurlardı. Yani eğlenen onlardı biz değil.
Topacın kalitesi
Birinci faktör: Topacı yapan ustanın ustalığından gelir. Topaç ağaç ve at nalı çivisinden yapılır. Topacın ağacı huni şeklinde yapılır ve tepesi yuvarlaktır. Yuvarlak kısmı huni kısmın ortasına oturmalı, eğer o yuvarlağın merkezi huninin sivri merkeziyle paralel değilse o topaç yalpalar. Ağacında düğüm olmamalıdır çünkü düğüm diğer bölümden daha sığ olduğundan düğüm olan taraf ağırdır ve topacın dengesini bozar; yine yalpalar.
İkinci faktör: Topacın çivisinin çakılacağı merkez tamamen dik olmalı yoksa o da dengeyi bozar. Yalpalama kaçınılmazdır.
Üçüncü faktör: Çivi dik olmalı, dik olmayan çivi yalpalar ve topacınız döndüğü süre içinde hep sarhoş sarhoş döner.
Yukarda saydığım özellikler topacı yapan ustanın ustalığına bağlıydı. Bir de bizim ustalığımız veya emeğimiz vardı işin içinde ki bu emek bence hiç de göz ardı edilmeyecek bir emekti çünkü o topaç kişilik kazanırdı kullananın elinde.
Küçücük bedenlerimizi taşır esnaflar sanatkârların çarşısına inerdik. Orda topaç satan dükkânları gezerdik. Topaçta kullanılan ağacın ne ağacı olduğunu bilmediğimiz halde, elleyerek kalite kontrolünden geçirirdik. En nihayetinde, saatler sonra topaç alınmış olarak koşa koşa eve gelinirdi. Daha yapacak çok iş vardı.
Topaç marangoz amcadan dilenilen zımpara kâğıdıyla güzel bir zımparalanırdı. Ardından renkli kalemlerle üstü işlenirdi. İşlenilen resim özel bir tasarımdı çünkü döndüğünde o resimden de bir şeyler çıkmalıydı topaçta. Sonra analardan ceviz alınır, cevizler kırılır, havanlarda dövülür, ufaltılırdı. Bir beze serildikten sonra topaç iyice ovulurdu o ceviz tozuyla ve o topaç bir mobilya ustasının yaptığı ustalıkta cilalanmış olurdu. Artık kullanıma hazırdı. Bu boya cila süresi de bir iki gün sürerdi. Bazı oto fuarlarında görülen açılışlar gibi topaç da gösterime hazırdı artık…
Her şehrin veya bölgenin topaç için bir ismi vardır. Biz Deleme derdik. Ucu eğri delemeye de Tırtır deleme derdik; sürekli yalpaladığı ve ne zaman ne yöne kayacağı belli olmadığı için.
Bu yazım tüm tırtır delemelere ithaf edilmiştir.
İçindekiler
-
▼
2009
(55)
-
▼
Ağustos
(39)
- 7.Sayı Kapak
- İçindekiler
- BİZDEN
- Kapak konusu /Erkan GOLOĞLU
- Cem Yakışkan söyleşisi/Yumurtakafa YILMAZ
- Tırtır deleme/Namık KARTALOĞLU
- Medeni ittifak/Yumurtakafa YILMAZ
- Şampiyonluk kültürü/Ümit BAYEZİT
- Türkiye A Miili Futbol Takımı A.Ş. (Müseccel marka...
- Humma Yakobi/Namık KARTALOĞLU
- Hey gidi Karadeniz/İsmail Hakkı DEMİREL
- Erzurumspor amigosu Zafer söyleşisi/M.Fatih EKİCİ
- Şekeri eksik tatlı/Ahmet DURMAZ
- Abi maç kaç kaç?/Utkan ÇALIŞKAN
- Analiz/Gökhan GÜRGAN
- Sürgündeki tanrıça/Levent İŞBİLEN
- Satranç/Aykut İlker METE
- Bahattin Baba/Hakan KİREZCİ
- 7.Sayı Arka kapak
- 6.Sayı Kapak
- 6.Sayı içindekiler
- BİZDEN/Halkın Takımı
- Kapak konusu/Şafak BATMAN
- 19.03.1903 de doğdu şanlı kartalım… /Ümit BAYEZİT
- Ezber Bozuyoruz/Yumurtakafa YILMAZ
- Futbol ağalarının taraftar açmazı/Hakan KİREZCİ
- Etnik köken, kimlik sorunu ve benim özeleştirim/Er...
- 8 MART/Deniz AKKUŞ
- Gözlerim darağacımdır Şimdi AŞK…/Utkan ÇALIŞKAN
- Siyahıb zindan olsun.../Siyah Takım
- Beyazız çünkü.../Beyaz Takım
- Analiz/Gökhan GÜRGAN
- Yumurtakafa Yılmaz söyleşisi/ Mert Kavak
- Başkaldırının sınırlandırıldığı bir Dünyada(n)/Lev...
- Atölye/Cem ÖZEL
- Atölye/Cem ÖZEL
- Satranç/Aykut İlker METE
- Bahattin Baba
- 6.Sayı Arka Kapak
-
▼
Ağustos
(39)
26 Ağustos 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Biz kimiz?
- Halkın Takımı Dergi
- Biz, büyük olmayı "çok" olmak, önüne her geleni ezebilmek, görgüsüz hezeyanlarını tatmin için herşeyin ve herkesin alınıp satılabildiği ortamları yaratıp sonra da oradan beslenmek olan ve tapınılası tek değeri sadece ve sadece "güç" olarak görenlerin yer aldığı tribünün tam karşısında, Eto'o ların,Pluton'ların,Pakistan'lı bebelerin, Irak'lı dedelerin, Latin Amerika'lı işçilerin,siyahların-beyazların,kızılderililerin-eskimoların-çingenelerin,pazar malı ucuz beyaz pamuklusunun üzerine siyah şeritler diktirerek mahalle maçına çıkan veletlerin, o ucuz formayı o velete etiketini koymadan diken komşu teyzenin, topumuzu bize bedeli ruz-ı mahşerde ödenecek bir "borç" karşılığı veren bakkal amcanın, sözün özü "Halkın Takımı" yız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder