www.halkintakimi.com fanzinidir

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Ezber Bozuyoruz/Yumurtakafa YILMAZ

Tribünde
monoton bir şekilde
çekirdek
çıtlatarak maç izleyen taraftar olmadığımız
için; Sadece taraftar değil; iyinin, güzelin, haklının, kardeşliğin ve emeğin yanında açıkça taraf tuttuğumuz için;
Sponsor firmaların her şeyimizi satın almaya çalışmasına karşı olduğumuz ve pahalı oyuncakların yerine altyapıya sahip çıkılmasını savunduğumuz için;
Doğudan Batıya, Kuzeyden Güneye bağış kampanyaları yaparak yoksul insanlarımıza yardım ettiğimiz için ; Ezber bozuyoruz…

Yahu bizde amma yapıyoruz ha. Sporun amacına uygun olarak değerlendirilmesi maalesef yine bize düşmüş… Sevginin yerine düşmanlığın, cesaretin yerine korkaklığın, gerçeğin yerine yalanların prim yaptığı bir dönem de yaşıyoruz.

Kanı üç kuruş etmeyenlerden beş kuruş istiyorlar.
Kralların çıplak, maymunların medyatik, yoksulların pasta yemek zorunda olduğu bir devirde yaşıyormuşuz da haberimiz yok ya.
Kuşatılmışlık öyle bir hal almış ki işte, evde, askerde, okulda, camide, kilisede, havrada medyada, ne ararsan her şey hapsedilmek üzerine.
Tribünde susmamızı istiyorlar, susturmak istiyorlar. Diğerleriyle aramızdaki en büyük farkımız da bu işte. Espriler ifade ederken dahi cesaretimiz yanımızda, aklımızda ve pankartımızdadır. Gördüğünüz gibi
Ezber bozuyoruz.

Bazıları bizim yaptığımız çalışmaları medyatik buluyor. Gülüp geçiyorum; mesaj vermek için iletişim kurma kuralını bilmeyenler cahilliklerini kusuyorlar. Örneğin bağış kampanyalarımızla ilgili çalışmaları ve resimleri sitemizde yayınlamak bazılarının zoruna gitmiş. “efendim iyi güzel de bağışın gizlisi daha makbulmüş”. Yav biz onlardan akıl almak için kampanya yapmıyoruz ki. Kaldı ki gizli yardım teranelerinin nasıl suiistimal edildiğini de hep beraber görüyoruz.

Malzemeleri gönderen dostlarımızın gönül rahatlığı içinde olması amacıyla resimleri yayınlamak zorundayız arkadaş. Bu bizim için bir zorunluluk ve sorumluluktur. Üstelik her seferinde çağrıda bulunarak gelin burada da tatlı bir rekabet ortamı yaratalım diyoruz. Hani neredeler?

Kahve köşelerinde internet kafelerde ona buna laf yetiştirmekten dolayı hiçbir şey başaramayanlar yapıyor bu eleştirileri. Bizi karşısında görenlerin en çok zorlandığı konulardan biri de bu. Yaptığımız çalışmaları yakından takip etmek istiyorlar fakat yetişemiyorlar, kızgınlıkları birazda ondan. Dedik ya; Ezberlerini bozuyoruz.

çArşı ve karşı duruş öyle bir hal aldı ki artık sadece karşıyız demek yetmiyor bize; alternatif projelerimiz ile kulüp yönetimine, ülke yönetimine hatta dünyanın yönetimine bile talip olacak çalışmalarımız ve cesaretimiz var. Üstelik görüş ve önerilerimizi paylaştığımız internet sayfamızla fanzin olarak çıkardığımız dergimiz bile var. Yakında televizyon yayınına başlarsak şaşırmayın...

Akıp giden zamanı sadece izlemekle kalmıyor, zamanın önüne geçmeye çalışıyoruz.
İşte bu nedenlerden ötürü ezber bozmaya da devam edeceğiz. Nereye kadar mı? Onu da hep beraber göreceğiz.

Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
Bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
Yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
Bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek
ey her şey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
Ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
Bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!


Adnan YÜCEL

Hiç yorum yok:

Biz kimiz?

Biz, büyük olmayı "çok" olmak, önüne her geleni ezebilmek, görgüsüz hezeyanlarını tatmin için herşeyin ve herkesin alınıp satılabildiği ortamları yaratıp sonra da oradan beslenmek olan ve tapınılası tek değeri sadece ve sadece "güç" olarak görenlerin yer aldığı tribünün tam karşısında, Eto'o ların,Pluton'ların,Pakistan'lı bebelerin, Irak'lı dedelerin, Latin Amerika'lı işçilerin,siyahların-beyazların,kızılderililerin-eskimoların-çingenelerin,pazar malı ucuz beyaz pamuklusunun üzerine siyah şeritler diktirerek mahalle maçına çıkan veletlerin, o ucuz formayı o velete etiketini koymadan diken komşu teyzenin, topumuzu bize bedeli ruz-ı mahşerde ödenecek bir "borç" karşılığı veren bakkal amcanın, sözün özü "Halkın Takımı" yız.

İzleyiciler

online ziyaretçiler

Halkın Takımı Dergisi 1. sayı

Halkın Takımı Dergisi 1. sayı
Mayıs-2008

Halkın Takımı Dergisi 2. sayı

Halkın Takımı Dergisi 2. sayı
Temmuz-2008

Halkın Takımı Dergisi 3. sayı

Halkın Takımı Dergisi 3. sayı
Eylül-2008

Halkın Takımı Dergisi 4. sayı

Halkın Takımı Dergisi 4. sayı
Kasım-2008

Halkın Takımı Dergisi 5. Sayı

Halkın Takımı Dergisi 5. Sayı
Mart/2009
Web Stats