www.halkintakimi.com fanzinidir

24 Ağustos 2008 Pazar

Siyah-Beyaz şafaklar.../Özer ÖZÇETİN



Seher vaktinin tam göbeğinde düşler kuruyorum; sanki her bir karesi karakartalın kanat sesleri.

Sevdaya tüten gözlerimin önünden geçiyor hayaller birer birer; yaşanmış sanki hepsi veya yaşanacak gibi.

Özgürlüğün çığlığı şafakta bir başka oluyor, grilikler Siyah-Beyaza dönüşüyor.
Dolmabahçe önü İnönü’den esen yellere bir merhaba der gibi. Şanlı Beşiktaş’ımın yürek işçileri geçiyor Beşiktaşk melodileriyle. Yürüyüş kolu bir zafer edasıyla selamlıyor dev cüsseli ağaçların kenarında biriken halkı. Barbaros’un torunları meydana iniyor katar katar. Göndere çekilmiş asil renkli bayrağımız… GÜNDOĞDU marşı kazanımın hesap özeti gibi sanki. En önde Şeref beyin çerçeveli fotoğrafı.

O ne? Optiğimin elinde… Şeref beyin yaşamış en son temsilcisinde, son barikatın Işıklar’ının elinde. Sıra sıra geliyor yiğitler; ardında Baba Hakkı’nın fotoğrafı; Cavit taşıyor. Ahmet Fetgeri’ler, Hüsnü Beyler, Fuat Balkan’lar, Soner’in , Ayhan’ın ellerinde. Siyah Beyaz bayrağımız Hacı Babada.
Tam meydanda duruyorlar. Kitle tek ses tek yürek, ağızlarda bir cümle.
”Remzin karakartallar gibi manileri yen aş, layıktır bu vasıflar sana ey şanlı BEŞİKTAŞ”

Aman Allahım bitmesin bu rüya, sönmesin bu düşün ışıkları diyorum. Hayal mi tüm bunlar, yaşanmış mıydı acaba, yoksa yaşanmaz mı bir daha? Gerçek kesitler takılıyor bu kez gözlerime; şimdi çok uzaklarda olan canlarımız düşüyor yaralı bağrıma. Keşke beyaz kalsaydı şafaklar, görmeseydim siyahını.

Şimdi bakıyorum da herkes bir iktidar hırsı. Ne için?.. Niye bu mücadele?... Bayrak taraftarın elinde değilmi zaten? Nöbetleşe taşınmayacak mı? Önemli olan o bayrağı taşıyan değil, taşımak değil; düşürmemektir yere. Gerçek anlamda Halkın Takımı Beşiktaş’ı kurabilmek, işgale uğratmamak ecdat yadigarı yerleri. Uğruna savaşmak Beşiktaş’ımın.

Renkli dünyalarda bir şeyler icat ettiler şimdilerde; adı endüstriyel futbolmuş. Köyde bir sevdalı kurulup TV sinin başına, izleyemezmiş. Her şey şifrelere hapsedilmiş tutsak hayat gibi. Beşiktaş da mecburmuş bu fasit daireye girmeye. Vay halimize…

1957-1967… Yaşayanlardan dinliyorum; tarihten okuyorum. Spora damga vurmuş bir Beşiktaş. 1982-1992 yi yaşadım dolu dolu. Siyah-Beyazımla futbolda devrim yapmış bir kadro. Hepsi özkaynağın eseri. Milyon avro, milyon mark, milyon dolar falan yok. Kendi evlatlarıyla Baba Hakkı otoritesi, Şeref Bey hatıraları, Süleyman Seba ekolüyle yetişmiş pırıl pırıl kartal sevdalıları 40 bin kişiyi coşturuyor her maçta. İdmanlar önce Şeref Stadında sonra Hakkı Yeten tesislerinde; her yan buram buram tarih kokuyor, Beşiktaş kokuyor. Maçlar hafta başı başlıyor gibi. Taraftar idmanlarda tezahürata devam ediyor maç gününe kadar. Hani neredeydi mecbur olduğumuz iddia edilen endüstriyel futbol, şifreli kanallar? Hiç biri yokken gümbür gümbür Beşiktaş vardı. Adına milenyum dediler, bir yerlerden girip kuşattılar. İşte o gün bugün geri geri gidiyoruz; yerimizde bile sayamıyoruz. Koltuk sevdalıları hiçbir yere kımıldamıyor, habire borç çıkarıyorlar sanki Dünyayı fethetmişcesine para dökmüşler gibi. Herkesin ayrı Bir Beşiktaş’ı, ayrı bir Beşiktaş hayali var sanki. Oysa tek Beşiktaş var; er geç dönecek aslına. Nehir kaynağına akacak mutlaka, kimse engelleyemeyecek ve ben uyuyamadığım sabahlara Siyah Beyaz düşlerimle uyanacağım belki yine.
Ama gerçek hiç bir zaman sadece siyah kalmayacak.

Hiç yorum yok:

Biz kimiz?

Biz, büyük olmayı "çok" olmak, önüne her geleni ezebilmek, görgüsüz hezeyanlarını tatmin için herşeyin ve herkesin alınıp satılabildiği ortamları yaratıp sonra da oradan beslenmek olan ve tapınılası tek değeri sadece ve sadece "güç" olarak görenlerin yer aldığı tribünün tam karşısında, Eto'o ların,Pluton'ların,Pakistan'lı bebelerin, Irak'lı dedelerin, Latin Amerika'lı işçilerin,siyahların-beyazların,kızılderililerin-eskimoların-çingenelerin,pazar malı ucuz beyaz pamuklusunun üzerine siyah şeritler diktirerek mahalle maçına çıkan veletlerin, o ucuz formayı o velete etiketini koymadan diken komşu teyzenin, topumuzu bize bedeli ruz-ı mahşerde ödenecek bir "borç" karşılığı veren bakkal amcanın, sözün özü "Halkın Takımı" yız.

İzleyiciler

online ziyaretçiler

Halkın Takımı Dergisi 1. sayı

Halkın Takımı Dergisi 1. sayı
Mayıs-2008

Halkın Takımı Dergisi 2. sayı

Halkın Takımı Dergisi 2. sayı
Temmuz-2008

Halkın Takımı Dergisi 3. sayı

Halkın Takımı Dergisi 3. sayı
Eylül-2008

Halkın Takımı Dergisi 4. sayı

Halkın Takımı Dergisi 4. sayı
Kasım-2008

Halkın Takımı Dergisi 5. Sayı

Halkın Takımı Dergisi 5. Sayı
Mart/2009
Web Stats