İçindekiler
-
▼
2008
(58)
-
▼
Ağustos
(16)
- 2. SAYI /TEMMUZ-2008
- Nasıl olmalı?.../Yumurtakafa YILMAZ
- Kazanma hırsı.../Yumurtakafa YILMAZ
- İyi Beşiktaş'lı.../Şafak BATMAN
- Siyah-Beyaz şafaklar.../Özer ÖZÇETİN
- Bir maç günü.../Namık KARTALOĞLU
- Babalar ve oğulları.../ Utkan ÇALIŞKAN
- Sen mi yaptın?.. /Kemal KICIR
- Bahattin Baba...
- Ya-ya-ya...Şa-şa-şa.../Murat YILDIRIM
- Nasıl bir sevmek.../Samet ALPARSLAN (Eaglesgate)
- Biz bu kenti tribünden sevdik.../Keçi YILMAZ
- Endüstriyel futbol ve sınıfsal durumu.../Onur KANY...
- SÖYLEŞİLER .../Ümit BAYEZİT
- Atölye Cem ÖZEL
- Arka Kapak
-
▼
Ağustos
(16)
24 Ağustos 2008 Pazar
Nasıl bir sevmek.../Samet ALPARSLAN (Eaglesgate)
Tarih 1-Ekim 2003 Çarşamba. Heyecan içerisinde trenle havaalanına, Beşiktaş kafilesini karşılamak için yola çıktık. Her zaman 45 dakika süren yolculuk şimdi sanki saatler sürmüştü; git git bitmiyor. Bastıramadığımız heyecanımızla trende tezahürat yapıyor, sevgimizi haykırıyorduk. Etraftaki İngilizler büyük bir hayret ve şaşkınlık içerisinde bizleri izliyorlardı. Hani sanki keklikler havaya giriyorlar hesabına üst perdeden küçümsercesine bakışlarla bizi süzüyorlar. “Bunların hepsi deli” dedikleri gözlerinden açıkça okunuyordu. Heathrow havalimanına geldik. Yarım saate yakın bekledikten sonra Besiktaş’ımız çıktı sonunda. O nasıl bir tezahürattı, nasıl bir coşkuydu… Önce Zago çıkmıştı; peşinden İlhan, onun peşinden Sergen; dün gibi hatırlıyorum. Bizi orada gördüklerinde hayretler içerisinde kalmıştı hepsi de; çok da sevinmişlerdi. Onları coşku ile otobüslerine kadar uğurladık. İşte o gün, o tarihte eaglesgate-ÇARŞI doğdu. Artık Londra’da da ÇARŞI ruhuna sahip kartallar vardı. O maçta tarihi Beşiktaş’ımız yazdı yazmasına da, ya taraftarın yazdığı tarih? “Stanford Bridge’in çimlerinde Kartalın Kanat sesleri” yankılanırken tribünlerinde bizi susturmak için yapılan anonslardan tutun da görevlilerin bizi zaptedebilmek için koşuşturmalarını görecektiniz asıl. Neredeyse stattaki tüm görevliler etrafımıza toplanmışlardı. Dünyaca ünlü Stanford Bridge stadı böyle bir sevgiyi daha görmüş müydü acaba?
Eaglesgate, yani Türkçe anlamıyla “Kartalların Geçidi” ise, doğu Londra’ da bizim çoğunlukta olduğumuz bir yerdir. Asilcan Kartal ve Cem Kartal'ın yardımlarıyla seneler geçtikçe büyüyen grubumuz zaman zaman İnönü’ de Beşiktaş’ ımızı desteklemeye gitmiştir. Son olarak Liverpool, Marsilya ve Porto maçlarında bulunmuştur. Burada yaşayan Türkiye’ lilerin sayısı diğer Avrupa ülkelerinde yaşayanlara göre daha az olsa da sayımız gün geçtikçe çoğalıyor. Tüm maçlara gitmeye gayret ediyoruz. Gidemediğimiz zamanlar maçları ise bize ait olan bir mekanda izliyoruz. Geçende bir maçtaki golde öyle bir bağırmışız ki sokaktakilerin hepsinin içeri nasıl baktığını dışarıdaki arkadaşlar gülerek anlatırlar. tabiî ki bizim tarafa başkası giremiyor. Ne yapalım, tabiatımızda var kimseyi yanımıza yaklaştırmamak..
Bu nasıl bir sevmektir ki, hiç bir engel tanımayan… Hani bazen kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlar vardır. O kelimeleri bulmak için çok çaba harcarsınız; sonra tam buldum derken yetmez. Bir yenilginin ertesi günü evde ne varsa; şapka, atkı, mont, forma, hepsini giyip “İnadına Beşiktaş ulaaan” diye haykırmak… İşte tam burada, o anda “Hayat da Beşiktaş Ulan” diye yırtınmak… “Yüzünüz yetmez hepiniz gelin” diye dayılanmak… “Yeri gelir çekeriz cefa yeri gelir süreriz sefa; teneke parçasına tapsaydık treni tutardık kardeşim” demeyi anlatmak değil yaşamak lazım. Satırlara ne kadar döksek de yaşadığımız bu büyük aşkı yetmez anlatmaya. Bu aşk ile doğduk, bu aşk ile öleceğiz. Çarşı Berlin’in de dediği gibi “Sevmeye Engel Değil Mesafeler” evet gerçekten de böyledir. Bizim Aşkımız ülkelerin de ötesine taştı artık..
Etiketler:
beşiktaş,
çarşı,
endüstriyel futbol,
fanzin,
Halkın takımı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Biz kimiz?
- Halkın Takımı Dergi
- Biz, büyük olmayı "çok" olmak, önüne her geleni ezebilmek, görgüsüz hezeyanlarını tatmin için herşeyin ve herkesin alınıp satılabildiği ortamları yaratıp sonra da oradan beslenmek olan ve tapınılası tek değeri sadece ve sadece "güç" olarak görenlerin yer aldığı tribünün tam karşısında, Eto'o ların,Pluton'ların,Pakistan'lı bebelerin, Irak'lı dedelerin, Latin Amerika'lı işçilerin,siyahların-beyazların,kızılderililerin-eskimoların-çingenelerin,pazar malı ucuz beyaz pamuklusunun üzerine siyah şeritler diktirerek mahalle maçına çıkan veletlerin, o ucuz formayı o velete etiketini koymadan diken komşu teyzenin, topumuzu bize bedeli ruz-ı mahşerde ödenecek bir "borç" karşılığı veren bakkal amcanın, sözün özü "Halkın Takımı" yız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder