Stadlarda ’Holigan eşek arısı’ projesi.
Kısa adı FID olan Fuzuli İşler Daire Başkanı Cem Özel (adı kısa olan daire, Cem değil) eşek arıları üzerinde bir çalışma yaptıklarını, kurbağalı dereden kovanlarına su verilen arılarla insanların Fenerli olup olmadıklarını belirleyebileceklerini söyledi. Uzmanlar ise projeyi ciddi bulmadı.
Cem Özel, dün hazırlattığı çilingir sofrasında, daire başkanlığının pek mühim çalışmaları ve projeleri hakkında basına bilgi verdi. Stadlara kılık değiştirerek gelen taraftarlar hakkında görüşlerini aktaran Cem Özel konuyla ilgili bir proje geliştirdiklerini söyledi. 2,5 aydır bu proje üzerinde çalışıldığını belirten Özel; "Dünyada uygulanmamış bir proje ama başaracağız. Projeye tamamlandığında, stadlarda forma değiştirilerek yapılan kamuflaj büyük ölçüde engellenebilecek. Çalışma arılar üzerinde yapılıyor. Bunun sebebi, arının, insan üzerinde gezmeyen ve konmayan tek canlı türü olması; sokar ve kaçar. Çalışmalar kapsamında arılara çeşitli noktalardan alınan kurbağalı dere suyu veriliyor. Bu çalışmalarda başarı sağlanırsa arılar sadece Fenerlilere konacak ve onları deşifre edecek. Projeyi uzmanlara danıştıktan sonra Halkın Takımı ile paylaşıp hayata geçireceğim."
Fenerlilerin psikolojisini bozar…
Uzman Selçuk Yuva (Cambridge Universitesi Psikiyatri kliniği müdavimi): Sınırın aşıldığı kanaatindeyim. Ayrıca insan haklarına aykırı bir çalışma. Arılardan korkanlar olabilir. Bu uygulama Fener taraftarının psikolojisini bozabilir. Bu uygulamayı tuhaf buluyorum.
Berna Kuşkonmaz (Zoolog): Arıların insanlar üzerinde çok ciddi etkileri olabilir. Alerjisi olan birisi bu arılar tarafından sokulursa, takım değiştirmesine neden olabilecek bir uygulama. İlkel ve çağdışı buluyorum.
Destekleyenlerde var…
Osman Borazan (Ses Teknisyeni): Daha önce denenmiş bir yöntem değil. Kendini ispatlayacak bir yönteme de benzemiyor. Arının yaklaşması ile ortaya çıkacak ses tribün akustiğine olumsuz etki yapar.
* * *
Müzikalite
Müslüm Gürses-Aşk Tesadüfleri Sever
Müslüm Gürsesin 2006'da piyasaya çıkan albümü. Müzikal anlamda çok farklı bir proje. Süpervizörlüğünü Murathan Mungan’ın yaptığı albümde Garbage'den The world is not enough, Rainbow'un temple of the king, Björk'ten bachelorette gibi batı müziğinin önemli parçalarını Müslüm Gürses yorumuyla dinleyebilirsiniz.
Albümün belki de en dikkat çeken çalışması Murathan Mungan'ın aynı adlı şiirine Müslüm Gürses'in Sezen Aksu ile yaptığı düetle can verdiği Sebahat Abla şarkısı.
Kendini tekrar etmek yerine böylesine farklı bir proje ile karşımıza çıkan Müslüm Gürses'in bu albümü dinlemeye değer.
İçindekiler
1 -Bir Ömür Yetmez ( Garbage - The World is Not Enough ) - 04:02
2 -Hayat Berbat ( Bob Dylan - Mr. Tambourine Man ) - 03:10
3 -Affet ( Rainbow - Temple Of The King ) - 04:39
4 -Kış Oldum ( David Bowie - I`m Deranged ) - 02:56
5 -Nilüfer ( Murathan Mungan / Sunay Özgür ) - 04:18
6 -istanbul`a Elveda ( Leonard Cohen - Alexandra Leaving ) - 04:11
7 -Artakalan ( Jane Birkin - Amours Des Feintes ) - 04:25
8 -Sebahat Abla / Sezen Aksu - Müslüm Gürses ( Haris Alexiou - Krata Gia To Telos ) - 03:54
9 -Döndür Yolumdan ( Özgür Pamukçu ) - 04:10
10 -Ayrılık Rüzgarı ( Alpay - Ayrılık Rüzgarı ) - 03:56
11 -Aşk Bu ( Abed Azrie - Murmur Of The Breeze ) - 03:17
12 -Ah Oğlum ( Murathan Mungan - Burhan Bayar ) - 04:32
13 -Kadınım ( Tanju Okan - Kadınım ) - 03:57
* * *
John Titor ve Uzay-Zaman Bükülmesi Üzerine…John Titor, zaman yolculuğu yaparak 2037 yılından geldiğini öne süren bir kişidir. 2000/2001 yıllarında çeşitli internet haber sitelerine belirsiz, çoğunun yanlışlığı kanıtlanabilen bilgiler yollamasına karşın cern'in, 2005'te laboratuvar ortamında kara delik oluşturup bunu kamuoyuna duyuracağını bilmiştir. yakın gelecek hakkında öngörüler ve yaşadığı zaman hakkında bilgiler vermiştir. John Titor'un söyledikleri birçok tartışmaya konu olmuştur. Bazılarına göre John Titor, devlet için çalışan ve zaman yolculuğu projesi için seçilen bir askerdir. 2036 yılından 1975 yılına IBM 5100 almak için döndüğünü söylemiştir. Bu bilgisayar ile 2036 yılında eski programların "ayıklama (debug)" işini yapacağını iddia etmiştir. Gönderdiği yazılarda 2000 - 2037yılları arasındaki birçok olaydan bahsetmiştir; 3. Dünya savaşı dahil. ( 2015 yılında olacağını ve toparlanmanın 20 sene süreceğinini iddia etmiştir).
Peki boyutlar arasında yolculuk mümkün mü: Fizikçi Hugh Everett'in ortaya attığı, Einstein'ın değindiği ve Hawking'in üzerinde çalıştığı paralel evrenler teorisine göre matematiksel olarak mümkün. Paralel evrenler teorisi kısaca evrende yaşadığımız evrene paralel, kaset bandı gibi ve bir eşizimizin yaşadığı başka evrenler var. bu evrenler arasında portlar aracılığı ile yolculuk yapmak mümkün. Hawking'e göre bu portlar karadeliklerdir. Genç iş adamı, her pazar sabahı eşiyle birlikte tenis oynuyordu. O gün de bütün diğer pazar sabahları gibiydi. Daha farklı geçeceğini gösteren en ufak bir belirti yoktu ancak bir süre sonra iş adamı oyunu savsaklamaya başladı. Servis atışları hep fileye takılıyordu. Konsantrasyonu tamamen dağılmıştı. Huzursuzluğu giderek arttı. Birden aklına annesi geldi ve bu düşünceyi bir türlü kafasından silemedi. Eve döndüklerinde telefonları çaldı, arayan babasıydı. Öğlene kadar her yerde onu aramıştı. Annesi bir kalp krizi geçirmiş ve hastaneye kaldırılmıştı. İş adamının konsantrasyonu, bu olayı sezinlediği için mi dağılmıştı? Peki nasıl sezmişti bunu? Böyle bir olaya, şimdiye kadar sadece parapsikoloji uzmanları açıklama getiriyorlardı. Bilim adamları, ciddiyetsizlikle suçlanmamak için böyle konuların üstünde durmamayı tercih ettiler. Uzay-zamanın bükülmesiyle oluşan "solucan delikler"in zaman yolculuğunu mümkün kılabileceği düşünülüyor.
Stephen Hawking'in geliştirdiği evren teorisi, hesaplamalara dayalı yepyeni bir açıklama getiriyor. Hawking, mantıksal olarak, beynimizde hiçbir şeyin bir bütünden bağımsız gerçekleşmediğini ileri sürüyor. Yani tenis kortundaki olayları şöyle açıklayabiliriz: Görülebilir evrenimizin dışında, iç içe geçmiş ve eşizlerimizin bulunduğu, görülemeyen, daha çok sayıda evren var.İş adamı, annesinin geçirdiği kalp krizini telefonla öğrenmediğine göre, dolaylı yollardan öğrendi; yani eşizlerinden biri aracılığıyla.Eğer Hawking haklıysa, daha pek çok olgu paralel evren teorisiyle açıklanabilecek. Hiçbir neden ya da bulgu olmadığı halde neden bazen korkuya kapılıyoruz?
Eşizlerimiz o anda bu korkuları yaşadıkları için mi? Neden bazı insanlarla ilk kez tanıştığımız halde, sanki onu uzun süredir tanıyormuşuz duygusuna kapılıyoruz? Başka bir dünyada onu uzun süredir tanıdığımız için mi? Ya ilk bakışta aşk? Aslında böyle bir şey belki de yok ve her şey başka bir evrende yaşanan bir aşkın o an için hissedilmesinden ibaret.Gerçekten de bir bilimkurgu senaryosuna benziyor.
* * *
FragmanOrijinal ismi “One Flew Over The Cuckoo's Nest” olan ve aynı isimli kitaptan sinemaya uyarlanmış başrolünü Jack Nicholson'un oynadığı film. Tüm zamanların en iyi filmlerinden birisi olarak kabul görmektedir.Randle P. Mc Murphy (Jack Nicholson) asi ve açık sözlü bir adam. Çeşitli suçlardan dolayı hapis yatan Mc Murphy, kurtuluşu bir akıl hastanesine kapak atmakta buluyor. Böylece hapishaneden yırtacak ve muhtemelen akıl hastanesinden de kaçarak özgürlüğüne kavuşacak… Ancak işler beklediği gibi gitmiyor. Akıl hastanesinin baskıcı hemşiresi Ratched (Louise Fletcher) hastalara psikolojik baskı uygulayarak onları daha da demoralize ediyor. Ratched, karşısında McMurphy gibi bir asiyi görünce, elindeki tüm imkanları kullanarak bu 'farklı' adamı susturmaya çalışıyor. Miloş Forman'ın en siyasi filmlerinden birisi olan "Guguk Kuşu"nun her karesinden ferahlatıcı bir isyan duygusu yükseliyor…
Yapım Yılı:
1975, ABD
Süre:
133 dk
Yönetmen:
Milos Forman
Oyuncular:
Jack Nicholson,
Louise Fletcher,
William Redfield
Danny De Vito
Christoper Lloyd
Ödüller:
En iyi film oskar ödülü, 1975
En iyi erkek oyuncu oskar ödülü, 1975
En iyi kadın oyuncu oskar ödülü, 1975
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder