İçindekiler
-
▼
2008
(58)
-
▼
Ağustos
(16)
- 2. SAYI /TEMMUZ-2008
- Nasıl olmalı?.../Yumurtakafa YILMAZ
- Kazanma hırsı.../Yumurtakafa YILMAZ
- İyi Beşiktaş'lı.../Şafak BATMAN
- Siyah-Beyaz şafaklar.../Özer ÖZÇETİN
- Bir maç günü.../Namık KARTALOĞLU
- Babalar ve oğulları.../ Utkan ÇALIŞKAN
- Sen mi yaptın?.. /Kemal KICIR
- Bahattin Baba...
- Ya-ya-ya...Şa-şa-şa.../Murat YILDIRIM
- Nasıl bir sevmek.../Samet ALPARSLAN (Eaglesgate)
- Biz bu kenti tribünden sevdik.../Keçi YILMAZ
- Endüstriyel futbol ve sınıfsal durumu.../Onur KANY...
- SÖYLEŞİLER .../Ümit BAYEZİT
- Atölye Cem ÖZEL
- Arka Kapak
-
▼
Ağustos
(16)
24 Ağustos 2008 Pazar
Biz bu kenti tribünden sevdik.../Keçi YILMAZ
Sakarya' dan sevgiler arkadaşlar. Endüstriyel futbol ve tribünler adına paylaşacak çok şeyimiz var. Gelişen teknoloji ile bunları çeşitli platformlarda dile getirip görüş alış verişlerinde bulunuyoruz lakin emeğin gücüyle ve imece usulü çalışmaların sonunda ortaya çıkan güzelliği paylaşmak bir başka güzel oluyor.
Bu günlerde bizler, Tatangalar olarak efkarlıyız. Şu sıralar sevdamız, canımız, sevdiğimiz, tribünden avaz avaz ortalar yaptığımız takımımız satılığa çıkacak. Yok yanlış okumadınız resmen satılığa çıkacak hem de ihale usulü. Yani ben size endüstriyel futbolun göbeğinden sesleniyorum. O zor deplasman olan şehrimizin takımı, o nice futbolcuları bağrından çıkarıp futbolun hizmetine sunan takımımız satılık. Yaşadığımız büyük depremin ardından Belediye ye devredilen takımımız, şimdi belediye tarafından ihaleye çıkarılıyor. Ah memleketimin acayip durumları ah. Endüstriyel futbol belası ne ki? siyasetin futbolun içinde olmasının yanında. İkisi ayrılmaz ikili mi yoksa? Bizim, yani tribüncülerin değer dedikleri, önemli dedikleri şeyleri göremeyenlerin ellerinde yönetilmeye çalışılıyor kulüplerimiz. Aramızda dağlar kadar fark var. 1965 yılında kurulmuş Sakaryaspor’umuzun maalesef kongresi bile yapılmıyor. Yani biz istesek bile kulübe üye olamıyoruz çünkü zamanında şirketleşen kulübümüzün hisselerinin % 68 belediyenin mepaş şirketinde. Geri kalanı Sakaryaspor
kulübü derneğinde gözüküyor ki, en kritik nokta burada başlıyor. Kulübümüzün derneği de sadece adres olarak gözüküyor. Yönetim kurulu da belediye tarafından yenilenmiş ve üye olamıyoruz. Peki biz kimi seviyoruz? Biz bu şehri tribünden seviyoruz derken acaba sadece şehrimizi mi seviyoruz? Tabi ki hayır. Bizler, bizlerden uzaklaştırılmaya çalışan Sakaryaspor ' u, şehrimize kazandırmak için son on senedir siyasetle mücadele etmeyi göze alan bir topluluğuz. Arkalarında hep birilerinin olduğu söylenen Tatangalar siyaseti yıldırdılar. Şimdi ellerini çekmeye çalışan siyasetçiler bizden intikam alıyorlar; satılık takım var diyerekten. Biliyorlar delirecez , çıldıracaz , sahaya inecez.
Bizi kulübümüze üye yapmazlar, siz pahalılıktan üye olamazsınız. Kombine zaten kimlik kartı yerine geçiyor tribünlerde. Bir acayip yarışa seyir keyfi veren taraftarlar, il güvenlik kurullarında hesap verirken, depremi bekleyen İstanbul' da önlem olarak İstanbul Büyük Şehir Belediye Futbol Spor kulübü kuruluyor. Formaları akutu andırıyor ya. Ankaraspor stad yapıyor memlekete hizmet için.
İşte bu dünyada gönül insanı olmanın dertleri bunlar. Bu adileşmeye yüz tutan oyun, ona yüz verenler, ona yol verenler yolunuz açık olsun. İç karartmakta üstüme yoktur bu arada. Siz yine de keyfinizi bozmayın. Umarım uzun soluklu olursunuz.
Etiketler:
beşiktaş,
çarşı,
endüstriyel futbol,
fanzin,
Halkın takımı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Biz kimiz?
- Halkın Takımı Dergi
- Biz, büyük olmayı "çok" olmak, önüne her geleni ezebilmek, görgüsüz hezeyanlarını tatmin için herşeyin ve herkesin alınıp satılabildiği ortamları yaratıp sonra da oradan beslenmek olan ve tapınılası tek değeri sadece ve sadece "güç" olarak görenlerin yer aldığı tribünün tam karşısında, Eto'o ların,Pluton'ların,Pakistan'lı bebelerin, Irak'lı dedelerin, Latin Amerika'lı işçilerin,siyahların-beyazların,kızılderililerin-eskimoların-çingenelerin,pazar malı ucuz beyaz pamuklusunun üzerine siyah şeritler diktirerek mahalle maçına çıkan veletlerin, o ucuz formayı o velete etiketini koymadan diken komşu teyzenin, topumuzu bize bedeli ruz-ı mahşerde ödenecek bir "borç" karşılığı veren bakkal amcanın, sözün özü "Halkın Takımı" yız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder