İçindekiler
-
▼
2008
(58)
-
▼
Ekim
(15)
- 3.SAYI / EYLÜL-2008
- Yine, yeniden çArşı.../Yumurtakafa YILMAZ
- Ben de dağa dargınım.../Çene ERGİN
- Hasretler bu sene biter.../ömür HINCAL
- Büyüğüm... Kimliksizim.../Hakan KİREZCİ
- Kayıp kentin eskicisi.../Şafak BATMAN
- Bahattin Baba... /Hakan KİREZCİ
- Küçüktüm, küçücüktüm.../Özgür ERGÜN
- Bastonsuz da sever ihtiyarımız.../Özer ÖZÇETİN
- On numara ve ön libero üzerine.../Kenan ÖZCAN
- Ordan.../Namık KARTALOĞLU
- Pes etmeye karşı olmak/Emre BASALAK
- Atölye/Cem ÖZEL
- Satranç/Aykut İlker METE
- Arka kapak (3.sayı)
-
▼
Ekim
(15)
20 Ekim 2008 Pazartesi
Atölye/Cem ÖZEL
Nükleer enerji nedir?..
Ağır atom çekirdeklerinin nötronlarla bombardımanı sonucu çekirdek parçalanır (fisyon) ve bu parçalanmanın sonucu olarak ortaya fisyon ürünü enerji ile birkaç adet nötron çıkar. İşte bu açığa çıkan enerjiye “Nükleer enerji” denir. Sonradan bu enerji nükleer reaktörler aracılığıyla elektrik enerjisine dönüştürülür.
Avantajları:
-Enerjide dışa bağımlılığı azaltır
-Fosil yakıtların doğaya verdiği tahribattan daha az zarar verir.
-Aynı boyuttaki rüzgar santraline göre 2 kat daha fazla verimlidir.
Dezavantajları:
-Atıklar binlerce yıl zehirli etkisini korur.
-Olası bir kaza büyük çapta çevre felaketine yol açar.
-Nükleer enerji Türkiye’nin ihtiyacının en fazla %4’lük kısmını karşılayabilir.
-Güvenlik ve uygulama maliyeti ilk yatırım maliyetinden daha fazla olur.
Neden karşıyız?..
Nükleer santral için harcanacak miktarın daha azı ile mevcut santrallerin bakım-onarım ve iyileştirmesi ile iki nükleer enerji santrali kadar enerji kazanılabilir. Dağıtım hatlarının iyileştirmesi ile kaçaklar giderilip yaklaşık 40 milyar kw kazanılabilir. Ülkemizdeki 48000 kw rüzgar enerjisi potansiyelinin yalnızca 50 kw’sı kullanılmakta. 2600 saat güneşlenme süresinin yalnızca ikiyüzde biri kullanılmakta ve biokütleden (çöpten) enerji üretilmemekte. Ayrıca santral için özelden talep olmaz ise
hükümet tarafından kurulup devredilecek. Santral kapandığında ise yapılan anlaşma gereği maliyeti şirket karşılamazsa kamu tarafından karşılanacak. ABD ile Fransa’nın nükleer malzemelerini-yani atıklarını- Türkiye’ye getirmesi söz konusu. Savunanların görüşü ise işsizliğin azalacağı yönünde. Kişisel görüşüm, aşağıdaki gibi iş ilanlarının artacağı yönündedir:
“Uranyumdan elektrik üreten ve sürekli büyüyen ÇAYNOBİL santralimizde Uranyum zenginleştirebilecek, nükleer atıkları damperli kamyonla sevk edebilecek, en az ortaokul mezunu, uranyumun etkilerini bilmeyen, Sinop’ta ikamet edebilecek, D sınıfı ehliyeti olan, radyasyondan koşarak kaçabilecek atletik yapıya sahip, tercihan Rus ve Ukrayna dillerinden birine hakim, genetik değişime müsait saf ve bakir Anadolu delikanlıları aranmaktadır.”
Fragman
Sarhoş olmak ve dövüşmek; hayatta yapacak başka ne var ki?
Tuttuğun takımın maçındasın. Stadyum dolu.Tüm taraftarlar ayakta. Kıran kırana ve sert bir maç. Oysa sahada olup bitenler daha sonra olacaklar için sadece bir ısınma. Kargaşa başladığında sakın kaçma. Kendini sonuna kadar savun; savaş. Nefret ettiğin birini düşün.
Matt (Elijah Wood), bir yanlış anlama sonucu Harvard Üniversitesi’nden atılmış ve ablası Shannon’ın (Claire Forlani) ailesiyle birlikte yaşamak için Londra’ya gelmiştir. Pete (Carlie Hunnam) ile tanışması Londra’nın şiddet dolu yüzüyle karşılaşmasına sebep olur. Pete ve arkadaşları, İngiltere’nin en sert futbol kulüplerinden birinin,“Green Street Elite” adlı fanatik taraftar grubunun bir parçasıdır. Matt, bu dünyanın içine çekildikçe sokak kanunlarının okulda öğrendiği doğrulardan oldukça farklı olduğunu anlamak zorunda kalır. Hayatının en önemli dersini de yine sokaklardan alacaktır. Futbolu ve şiddeti birbirinden ayıramayan holiganların dünyasını gözler önüne seren yapım
Etiketler:
beşiktaş,
çarşı,
endüstriyel futbol,
fanzin,
Halkın takımı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Biz kimiz?
- Halkın Takımı Dergi
- Biz, büyük olmayı "çok" olmak, önüne her geleni ezebilmek, görgüsüz hezeyanlarını tatmin için herşeyin ve herkesin alınıp satılabildiği ortamları yaratıp sonra da oradan beslenmek olan ve tapınılası tek değeri sadece ve sadece "güç" olarak görenlerin yer aldığı tribünün tam karşısında, Eto'o ların,Pluton'ların,Pakistan'lı bebelerin, Irak'lı dedelerin, Latin Amerika'lı işçilerin,siyahların-beyazların,kızılderililerin-eskimoların-çingenelerin,pazar malı ucuz beyaz pamuklusunun üzerine siyah şeritler diktirerek mahalle maçına çıkan veletlerin, o ucuz formayı o velete etiketini koymadan diken komşu teyzenin, topumuzu bize bedeli ruz-ı mahşerde ödenecek bir "borç" karşılığı veren bakkal amcanın, sözün özü "Halkın Takımı" yız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder