www.halkintakimi.com fanzinidir

22 Haziran 2008 Pazar

Eğlenmek hakkımız mı?../Şafak BATMAN

-5-

Beşiktaş taraftarı yıllardır takımına verdiği destekle, yaratıcılığı ile hayata dair duruşu ve verdiği sosyal mesajlar ile sıkça basında yer almıştır. Gerek ulusal gerekse de uluslararası basında adından sıkça sözettiren Beşiktaş taraftarı son dönemde bir takım eleştirilerle karşı karşıya. Ligdeki sıralaması, aldığı sonuçlar ne olursa olsun her maçta takımını desteklemekten geri durmayan taraftarımızın verdiği desteğin gerçekten destek olup olmadığı kimi spor yazarlarınca tartışılmakta.

Taraftarlığı kulübün çıkardığı ürünleri almaya indirgeyen anlayışa göre taraftarımız destekten çok kendini eğlendirmekte. Maçı bile izlemeyen “Yaramaz çocuklar” kendilerini eğlendirecek şarkılar söylemekte, ne hakemi ne de rakip futbolcuları baskı altına alabilmekteler. “Yaratıcılık güzel, söyledikleri şarkılar güzel, tezahüratları ile desibel rekorları kırmaları da güzel ama bir de baskı ortamı yaratabilseler…” diye başlayan eleştirilere maruz kalmakta taraftarımız.

Sizce bu eleştiriler haklı mı? Biz gerçekten sadece kendimizi eğlendirmek için mi gidiyoruz stada? Baskı yaratamıyor muyuz rakip takım ve hakemler üzerinde?

Hem baskı dedikleri şey ne ola ki acaba? Hakemlerin etki altında kalıp ev sahibi takım lehine karar vermesi mi? Rakip takımın top oynamaması mı? Biz böyle bir şey istiyor muyuz ki? Beşiktaşlı olarak bizim bir takım değerlerimiz yok mu ki bizi diğerlerinden ayıran?

Mertçe olsun bu oyun; şerefimizle oynayıp hakkımızla kazanalım diyen bizler baskı maskı yaratmak istemiyoruz. Hak etmiyorsak eğer varsın bizim olmasın puanlar; varsın kazanmayalım maçları. Bizden böyle bir katkı bekliyorlarsa boşuna beklemesinler. Endüstriyelcilerin biçtiği rolü oynamak derdinde değiliz biz. Beşiktaş bir yaşam biçimidir diyoruz; Beşiktaş’ la yaşıyoruz, O’nun la eğleniyoruz. Evet eğleniyoruz stadımızda; birbirinden güzel şarkılarımızla tezahüratlarımızla. Bu oyunu güzel kılan şey zaten içindeki eğlencesi değil mi? Bazen kantarın topuzunu kaçırdığımız olmuyor mu? Oluyor elbet, biz de insanız; bazen bizim de işin dozunu ayarlayamadığız dönemler oluyor. Ama bu gibi durumlarda bile birileri çıkıyor ve eşekle başlayıp suyla devam edip tezahüratı söyleyip çeki düzen veriyor tribüne. Bu bile eğlenceli değil mi?

Eleştirilere açığız; yapıcıysa eğer faydalanmak isteriz her türlü eleştiriden. Ama maksat Endüstriyelleşen futbolumuzda son barikat olma iddiasında olan bizleri taraftarlıktan çıkarıp seyirci yapmaksa, boşuna çabadır bu gayretleri...

Dattiri dat dat... Dattiri dat dat.. Dattiri dat dat daaa dat!..


Hiç yorum yok:

Biz kimiz?

Biz, büyük olmayı "çok" olmak, önüne her geleni ezebilmek, görgüsüz hezeyanlarını tatmin için herşeyin ve herkesin alınıp satılabildiği ortamları yaratıp sonra da oradan beslenmek olan ve tapınılası tek değeri sadece ve sadece "güç" olarak görenlerin yer aldığı tribünün tam karşısında, Eto'o ların,Pluton'ların,Pakistan'lı bebelerin, Irak'lı dedelerin, Latin Amerika'lı işçilerin,siyahların-beyazların,kızılderililerin-eskimoların-çingenelerin,pazar malı ucuz beyaz pamuklusunun üzerine siyah şeritler diktirerek mahalle maçına çıkan veletlerin, o ucuz formayı o velete etiketini koymadan diken komşu teyzenin, topumuzu bize bedeli ruz-ı mahşerde ödenecek bir "borç" karşılığı veren bakkal amcanın, sözün özü "Halkın Takımı" yız.

İzleyiciler

online ziyaretçiler

Halkın Takımı Dergisi 1. sayı

Halkın Takımı Dergisi 1. sayı
Mayıs-2008

Halkın Takımı Dergisi 2. sayı

Halkın Takımı Dergisi 2. sayı
Temmuz-2008

Halkın Takımı Dergisi 3. sayı

Halkın Takımı Dergisi 3. sayı
Eylül-2008

Halkın Takımı Dergisi 4. sayı

Halkın Takımı Dergisi 4. sayı
Kasım-2008

Halkın Takımı Dergisi 5. Sayı

Halkın Takımı Dergisi 5. Sayı
Mart/2009
Web Stats